Hikayesini Dinleyin
Su Değirmeni
Eser Tanımı
“Yöredeki değirmenler genellikle yerleşim alanlarının dışında inşa edilmiştir. Değirmenler bir kişi veya bir aileye aittir ve değirmenler isimlendirilirken genellikle değirmeni ilk kuran kişinin ismi ile anılmaktadır. İlk yapılışından günümüze kadar gelebilen değirmenlere bakıldığında kullanılan malzemenin genellikle taş olduğu görülür. Bu taşlar yapının daha dayanıklı olmasını sağlamak için horasan diye tabir edilen bir harç ile sıvanır. Yükseklikleri 2,5-3 metre arasında değişen yapıların üst tarafları beşik çatı şeklinde yapılmakta ve ağaç kirişlerle desteklenmektedir. Çatıların üstü ise kiremitlerle veya sacla örtülmektedir. Bu yapıların yanı sıra ahşap ve kerpiçten yapılan değirmen binaları görmek de mümkündür. Zamanla hasar gören değirmenlerin tadilatı sırasında ise artık tuğla ve briketler kullanılmaya başlanmıştır.
Dışarıdan basit bir yapı gibi görünen değirmenlerin işleyişi irdelendiğinde sanıldığı gibi olmadığı görülür. Bir değirmeni işler hale getirmek için oldukça fazla teknik bilgi gerektiren araç-gereç ve bölüme ihtiyaç vardır. Bu araç-gereç ve bölümlerin bazıları taban tavası, taban tahtası, mazı (mil), değirmen taşı, alt tekne, tahıl ambarı, çark, kepçe, poyra, baltacık, havuz, ark, kanal, savacak, dümen, çakıldak ve domuzluktur. Yörede işleyen değirmenlerin büyük bir kısmı yılın 9-10 ayı çalışmaktadır. Yaz aylarında suyun az olduğu zamanlarda veya ürün gelmediği dönemlerde değirmenler çalıştırılmamakta ve genel bakımları yapılmaktadır. Değirmenlerde öğütülen ürünler mısır, buğday ve karmadır (hayvan yiyeceği).”
Cinsi
Moloz Taş – Taş
Hikayesi
“Ben çocukken köyümde iki tane su değirmeni vardı. Birinin adı Adil Dayı, diğerinin adı Torun’un Değirmeni. İkisi de yıkıldı, yok oldu gitti. Bu değirmeni, yıkılan değirmenlerin malzemelerini toplayıp yeniden inşa ettim. Değirmene isim vermedim. Yok olan tüm değirmenlerin hepsini temsil etsin istedim. Bilim insanları diyorlar ki, endüstriyel olan her gıda sağlığımız için tehdittir. En doğal, en sağlıklı ekmek ise su değirmeninde öğütülen un ile olur. Seri üretim hatları, daha az maliyet ve daha çok kazanç demektir. Seri üretim rekabetin gereğidir.
İnsanlık ne garip. Mutlu olmak için çok para kazanayım derken kendini yitirdi! Para kazanıp hastanelerde harcıyor.”