Beşpınar’ın ürettiği yıllar Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi’nde

Bayburt Postası – 2019 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca tescillenen Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi, gelişimini sürdürüyor.  Müzede son olarak, 1970’li, 1980’li yılların Beşpınar Meydanı yerini aldı. Beşpınar’ın bölgesinde merkez köy olduğu, ürettiği yıllardaki 6 işyeri müzede sembolik olarak canladırıldı. Müzenin kurucusu Kenan Yavuz’un çocukluk ve ilk gençlik yıllarını kapsayan dönemde faal olan Marangoz Mehmet Yavuz, Nalbant ve Ata Arabası imalatı yapan İhsan Tükenmez, Demirci Hacı Mehmet Sukes, Ayakkabıcı Necdet Kıran, Terzi Faik ve Sadık Yavuz Kardeşler, Bakkal Hacı Sait Yavuz ile Yukarı Loru Kahvesi gibi iş yerleri ve sahiplerinin isimleri müzede oluşturulan mekanlarla yaşatıldı. Her bir mekanın içerisi de iş koluyla ilgili temsil ettiği dönemlere ait araç gereçlerle donatıldı.

“Değişmemesi gereken güzellikleri koruyamaz isek…”
Beşpınar’ın geçmişinden bahseden ve müzede yeni oluşturulan ‘Beşpınar Meydanı’ hakkında bilgi veren müze kurucusu iş adamı Kenan Yavuz, “Burada oluşturduğumuz esnafların tamamı köyümüzde mevcuttu. Burası merkez bir köydü. Burada bahsedilen meslekler icra edilirdi. Çünkü kapalı bir ekonomi döneminin yaşandığı günlerdi. İnsanlar kendi içlerinde kendilerine yeterli olarak yaşamak zorundaydılar. Şehirle bağlantıları mümkün olduğu kadar azdı. İnsanlar şehirden; giysi, şeker ve çay alarak hayatlarını idame ettirirlerdi. Dışarıya açıldıkça bu sosyal yapı sonlandı. Tabii köyden kente akım, aynı zamanda ailelerin parçalanmasına, daha küçük aileler oluşmasına neden oldu. Gelenekten, büyük aile sevgi atmosferinden kopuş ile beraber büyükşehrin dertleriyle yoğrulmuş insanlar, maddi sıkıntılar ve bilgisayar, telefon, televizyon bağımlılığı ile giderek bireyselliğe yöneldi. Bireyselleşen insan da daha mekanik bir hale dönüştü. Sadece evinin kirasını, arabasının modelini düşünen bir insan tipi ortaya çıktı. Oysa insanoğlu, yaratılışından bu yana değişmemesi gereken güzelliklerin sahibi. Değişmemesi gereken güzellikleri koruyamaz isek eğer, ne dilimizi, ne sosyal yapımızı, ne de millet olma olgumuzu geleceğe taşıyabiliriz. Dolayısıyla bu tür kültür odaklarına ihtiyaç var. Burada inşa ettiğimiz etnoğrafya müzemiz küçük bir kültür durağı” dedi.

Etnoğrafik zaman ve mekân ilişkisi
‘Eski hayatı’ muhafaza edip, ‘yeni hayatın’ içinde görünür kılma görevini üstlenen ve bu doğrultuda ‘Yaşayan ve Yaşatan Müze’ sloganıyla faaliyetlerini sürdüren Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi Kurucusu iş adamı Kenan Yavuz, gazetemize yaptığı açıklamada müzenin kuruluşundan itibaren geçirdiği süreçlerden de bahsetti. 2011 yılında başlayan girişimin 2019 yılında Bakanlıkça verilen tescil ile devam ettiğini belirten Yavuz, müzenin oluşturulmasında etnoğrafik anlamda zaman ve mekân ilişkisini göz önünde bulundurduklarını belirtti. Yavuz, sergilenen eserlerin etnoğrafik olmasının yanında, yapılaşmanın da öyle olmasına gayret ettiklerini ifade ederek, etrafdaki dağlardan taşları toplayarak, toprak ve kireç kullanarak, ahşap ağırlıklı bir yapılaşmayı hayata geçirdiklerini söyledi.
“Daha özgün, daha hikâyeli turizm ön plana çıkacak”
Turizm akımının kültür odaklı bir noktaya evrildiğini ve bunun öneminin salgın süresinde daha da anlaşıldığını ifade eden Yavuz, insanların deniz, güneş, kum üçleminden, daha hikâyeli, daha maceralı, tabiatla bütünleşmiş, daha özgün ve daha farklı kültürleri yaşabilecekleri turizme yöneleceklerini düşündüğünü belirtti. Bu anlamda müzenin önemli bir misyonu yüklendiğini ifade eden Yavuz, köy yaşamına, sosyal hayatına dair unutulan güzellikleri yaşatırken, insanların o günleri bizatihi içine girerek yaşamalarını da sağladıklarını kaydetti.
“Bize gelen bizi yaşasın”
Yavuz, “Müzemiz, camlarla kapatılmış mekanlarla donatılmadı. Yaşayan Müze derken insanımıza dönemin aktivitlelerini yapabilecekleri ortamlar sunuyoruz. Bizim modernite gibi bir derdimiz yok, zaten bu tür müzelerden dünyada çokça var. Biz insanımıza sadece fotoğraf çekilebilecekleri yerler oluşturmadık. Bizatihi bu yaşanmışlıkların, bu hikâyelerin doğrudan içine girerek yaşamalarını sunuyoruz. Bu kültür durağını yaşamak ve gezmek isteyen insanlara da biz burada ‘bize gelen bizi yaşasın’ sloganını kullanıyoruz. Bayburt’a gelen Bayburt’un ekmeğini bölmeli, yemeğini yemeli, Bayburt’un türküsünü söylemeli, Bayburt’un havasını koklamalı, Bayburt barlarını oynamalı. Bu özünlüğü öne çıkararak hissettiremezseniz eğer bu girişimler sürdürülebilir olmaz” şeklinde konuştu.

Her Pazar günü yeni bir etkinlik
Öte yandan, 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle kapılarını ziyaretçilerine aralayan Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi, yaz boyunca düzenlenecek olan çeşitli aktivitelerin hazırlığını yaparken, her pazar gününü de köy yaşamına dair bir yeni etkinlikle geçiriyor. Geçtiğimiz hafta Tırpanla Ot Biçme etkinliği gerçekleştirilen müzede, 28 Haziran Pazar günü saat 16.00’da ise ‘Kem Eğirme’ etkinliği gerçekleşecek. Etkinlik, geçtiğimiz hafta olduğu gibi yine Kenan Yavuz Etnoğrafya Müzesi İnstagram sayfasından canlı olarak yayınlanacak.

TANITIM SUNUMU

Tanıtım sunumunu bilgisayarınıza indirerek, Müzemiz hakkında detaylı bilgileri yakından inceleyebilirsiniz.