Kenan Yavuz Etnografya Müzesinde “Bozkırdan Dünya’ya Hafıza”
https://www.bayburtpostasi.com.tr/kenan-yavuz-etnografya-muzesinde-bozkirdan-dunyaya-hafiza
Anadolu’nun kadim kültürünü kurumsal bir bakış açısı ile evrensel ölçeğe taşıyarak kültür mirası alanında Dünya’nın en önemli iki ödülünü birden kazanan ilk Türk Müzesi olan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi; “Bozkırdan Dünya’ya Hafıza” projesine ev sahipliği yaptı.
Müze Yönetim Kurulu Üyesi Furkan Yavuz, “Değerli fotoğraf sanatçısı ve yazar Melissa Mey ve Piyanist Besteci Emre Nurbeyler’in hazırladığı, Keman sanatçısı Doç. Dr. Bahar Büyükgönenç’in eşlik ettiği “Bozkırdan Dünya’ya Hafıza” projesine ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Toplumsal hafızamızı olgusal eylemler ile hatırlatmak, tazelemek ve çağdaş araçlar kullanarak görünür kılmalıyız. Sekiz fotoğraf ve her birine yapılmış sekiz besteden oluşan “hafıza” projesi müzemize çok yakıştı. Zira Bayburt, Anadolu topraklarının Türkleşmesinde önemli rol oynamış ve Akkoyunlu, Selçuklu, Osmanlı Medeniyetlerinin kadim vatan parçası olmuştur. Bayburt evlerinin mimari dokusunda kullanılan “Kırlangıç Tavan” 8 katmandan oluşur ve Selçuklu Medeniyetinin “merhamet, şefkat, sabır, doğruluk, sır tutma, sadakat, cömertlik ve şükretmek” ilkelerini simgeler. Projede yer alan sekiz fotoğraf ise, yaşattığımız kırlangıç tavan geleneğinden esinlenilerek seçildi. Anadolu bozkırında kurulmuş bir müze olarak, kültür kodlarımızı geleceğe taşımaya devam ediyoruz” dedi.
Fotoğraf sanatçısı Melissa Mey ise, “Projemiz, Emre Nurbeyler’in geçen yıl fotoğraflarım üzerine beste yapmak istemesiyle başladı. Aynı aylarda anneme konulan Alzheimer tanısı ile yaşadığım hüzün, hayata farklı bir açıdan bakmamı sağladı. Yaşanmışlıkların unutulması, bireysel olduğu kadar “toplumsal demans” demektir ve sonuçları telafi edilemeyecek kadar yıkıcıdır. Toplumsal hafızamızın taşıyıcı kolonları olan müzeler, bu tehdide karşı en etkili ilaçtır. Projemizin, unutulmaması gerek güzelliklerimizi geleceğe taşımak amacı ile kurulmuş ve Dünya’ya mal olmuş bu müzede gerçekleşmesi benim için çok kıymetli” diye konuştu.
Piyanist ve besteci Emre Nurbeyler de “Melissa hocamın çok katmanlı fotoğraflarının temsil ettiği ruhu yaşatarak bestelerime yansıttım. Hatıralar bizi var eden en değerli birikimlerimizdir. Özellikle kültür mirasımızı zenginleştiren değerlerimizin unutulmasına izin veremeyiz. Değerlerimizi geleceğin dünyasına miras olarak taşımalıyız” şeklinde konuştu.
“Köklere uzanan varoluşun en güçlü bağı müzelerdir” diyen Keman Sanatçısı Doç. Dr. Bahar Büyükgönenç ise “Sekiz fotoğraf ve her birine yapılmış besteye kemanım ile eşlik ettim. Bozkırın ortasında, Anadolu’muzun hafızasını yaşatmaya çalışan bir müzede böyle bir projede olmaktan gurur duydum. Zamanı mekân ile buluşturan, saklayan, yaşatan ve köklerine bağlayan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi toplumsal hafızamızın adeta hayat bulmuş hali” dedi.