Nişan Elbisesi
Eser Tanımı
Neriman 1973 yılında giydi bu nişan elbisesini…
Alime ve Mecit Yavuz çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmişti Neriman…
Münevver Hanım ile Şamil Ağa, 8 kız bir erkek çocuk sahibi olduklarından ilk torunlarının kız olmasını buruk bir sevinç ile karşıladılar. En büyük korkuları erkek torunları olmaması idi. Kendileri o kadar zor bulmuşlardı ki, erkek evladı…
Münevver Hanım, komşuları erkek çocuk sahibi olunca inanamaz, biraz da kıskanırdı;
Gördünüz mü? Eller ne kolay erkek uşak doğuruyor!!! diye hem kendine kızar ve hem de söylenirmiş. Neriman 8 kız bir erkek çocuklu aileye ilk torun olarak dünyaya geldiğinde doğal olarak korkuları harekete geçmişti. O yüzden buruk bir sevinç ile karşıladılar Neriman’ı…
Neriman doğduğunda babası Mecit askerde imiş, mektup ile kızın oldu diye haber vermişler 1953 yılında babasına. Mektuplar o tarihte geç ulaşırmış sahibine, bazen aylar sonra dahi ulaştığı olurmuş mektupların.
Yokluk yılları, aile kendi arazileri yetersiz olduğundan başkalarının arazilerini de ekip biçtiği yıllar. Çok çalışmak gerek, çocuk büyük fark etmez, herkes bir işin ucundan tutmak zorunda.
Neriman’a daha minik yaşında bile düşen işler vardı, kuzular ve danalar otlağa götürülecek, çeşmeden su taşınacak, evde anneye ve nineye yardım edilecek.
Kısacık bir boyu, kocaman bir yüreği vardı Neriman’ın… Annesi Alime Hanım onu anlatırken hep;
Yavrum çeşmeden icat ile su taşımaktan boyu kısa kaldı dermiş hep…
Yıllar sonra ilk erkek torun Neriman 6 yaşında iken gelmiş aileye….
Kenan doğduğunda, inanamamış Münevver ninesi, komşular göz değer diye saklarmış erkek torunu olduğunu…
Neriman ilk okulu bitirince okula devam etmek için ağlamış, sızlamış ve ailesini ikna etmiş.. Dedesi onu Bingöl’de yatılı sağlık meslek okuluna yazdırmış. Okumuş Neriman Hemşire olmuş..
İlk görev yeri Erzincan olunca, kardeşleri Kenan ve Öznur’u yanına almış okutmak için. Dedik ya, kısacık bir boy, lakin kocaman yürek…
İlk maaşından son maaşına kadar hiç kendisini için harcamadı kazandığı parasını, hep paylaştı. Evlendi Aydın’a gelin oldu gene kardeşini yanına aldı.
İki erkek çocuk annesi oldu Alper ve Cihangir….
Yıllarca gündüzleri Hemşirelik, akşamları ise bir tencere firmasının temsilciliğini yaptı, kapı kapı dolaşıp tencere sattı, para kazandı, çocuklarını okuttu, ailesine destek oldu.
Hacca gitmek en büyük hayali idi, 6 sene sıra bekledi, 7. Sene sıra gelince hacca gitti, döndüğünde 2018 yılında hastalandı ve rahmeti rahmana kavuştu…
O bir Anadolu kadını idi… hiçbir güzelliği başkaları ile paylaşmadan yaşamayı istemezdi…sevgi dolu sözleri, sımsıcak kucağı, baldan tatlı dili vardı…
Hep verdi, hiç almadı…….
Ardında koskoca bir hasret bırakarak göçtü bu dünyadan…
Adı Neriman…
Dedesi Şamil, Ninesi Münevver..
Babası Mecit, Annesi Alime..
O benim ablam…
Ben Kenan Yavuz bu müzenin kurucusuyum. Ablamı daha nasıl anlatayım bilemedim…
Her kapı açılacak her kapı kapanacak, hasretler vuslata kavuşacak…
Sonsuzluğun sahibi vuslat gününde bizi buluşturacak inşallah…
Cinsi
Metal – Ahşap
Çağı
20.yy
Ölçüsü
44x20cm.